24 Ağustos 2016 Çarşamba

Endokrinoloji

Geçen ay karın ağrısı mide bulantısı için gittiğimizde tahlillerinde Serbest T3 yüksek çıkmıştı.Normalde 4.5 olması gereken maksimum değer 7.18 di ve 1 ay sonraya randevu vermişlerid. Bugün onun için gittik ve yine  yüksek çıktı.7.49.Profesör tek başına yüksek çıkmasını nedenini anlayamadığını söyledi ve ultrason istedi. 21 Eylül'de ultrason çekildikten sonra bir karar vereceğinin söyledi. Moralimiz biraz bozuldu umarım ciddi birşey çıkmaz.Kan verirken biraz huysuzlandı.Kan alan hemşire kadındı.Boyunu ölçen asistan erkekti ve çok hoşuna gitti, kan alan da erkek olsun dedi ama beklediği gibi çıkmadı:)Minik kuşum inşallah ciddi birşeyin yoktur.
Çıkışta, her hastane çıkışında yaptığımız gibi birrşeyler yemeye gittik nille. Migronun yanında açılan
 kahve dünyasına gittik ilk defa.Macaron yedi.İlk kez tattık ikimiz de ama kakolu dışındakileri sevmedi hiç.Koca bir bardak da süt içti. Sonra akşamüzeri Demir bizi aldı ve Magnezya'ya gittik. Orda da LCW'den Nilê o kadar güzel bir elbise aldık ki:) Aşağıda fotosu var.Büyüğü olsa kendime de alırdım. Akşam da bahçede oynadılar.Güler Teyzelerle, Ayten Teyzelerle kameşyada oturduk, annem kurabiye yapmıştı. Çay içtik.Nil ne zamandır zaten piknik yapmak istiyordu. Akşam duşta bana:'Anne bugün çok mutlu oldum ben , neden?' dedi'. Canım yavrum benim.
Öteki düdük, Doğa da artık akşamları çok zor uyuyor, ben gücüyle başedemiyorum resmen, iki akşamdır Demir uyutuyor.
    

22 Ağustos 2016 Pazartesi

Haftasonu

Annem izmirde aretinin torununun sünnet düğününe gitti bu haftasonu. Biz canavarlarla evde yalnızdık. Fırın makarna yaptım onlara. Biraz yağlı olmuştu  ama yendi yine de. Sofrabezine yerde yemeyi denedik dördümüz. Hem düşme tehlikesi yok hem de yerlere saçılma. Ama başarısız oldu bu yöntem. Halılar salçalı yağ oldu, Doğa çabamızı tamamen yanlış anladı ve bir oyun zannetti. Yemek tamamlanamadan sofrabezi toplandı:/ Nil bu ara çok gergin, asi evlat...Nedenlerine hiç girmeyeceğim. Çok çok anımız biriksin diye bu postu giriyorum, biraz da ilerde bakacak bol bol foto olsun diye...Nil'e yeni ayakkabı aldık...Önümüz bayram, Ankara'ya gidilecek,crocslarla gezecek ali yok çocuğun. O Doğa da az değil. Bu haftasonu cümle kurdu. 'Ben bal yicem' dedi. Şaşkınız..Aslında 'ben ba yicem' dedi de biz anladık.
Doğa'ca:
ba:bal
ça:çay
herşeyi ' ben ' diyerek anlatıyor onunla ilgiliyse. Ben: benim, bana....
Onun dışındaysa:şu
Gi:Nil
Nana, Nanam:Anne
Nene:Anane
Nam: Tamam
Mo:Kim o
Unutmadan, en önemli kelimemiz Üdüm:üzüm. Alaşehirli olmanın hakkını veriyor çocuk.

Canlarım benim, kalp,kalp,kalp.....

Yarın Nil hanımla yine Celal Bayar yollarına düşeceğiz. Bir hormonu yüksek mi, düşük mü ne çıkmıştı..Ona bakılacak... Bana kolay gelsin, neyse ciddi şeyler olmasın da önemli olan o...
Bir de 'midem bulanıyo, karnım ağrıyo' kabusunun artık tamamen onun abartması ve ezberi olduğuna eminim..Dün birşeyden şikayet etmek istedi, tam olarak sorun çıkarmak istiyor.. 'Karnım A...' dedi, artık ne kadar alıştıusa hemen bunlarla bizi sinir etmeye sonra 'Ay' dedi 'şuyum şu oluyo' diye devam etti..Yani tamamen olayı bizi üzmek için uyuduruktan poposundan  şikayet uydurma..%100 ağrımıyor, bulanmıyor demiyorum ama aşırı abartıyor...
 
 
 
   

15 Ağustos 2016 Pazartesi

Koca Bir Hafta (Nil'in Bisiklet Sürmeyi Öğrenmesi)

Bu haftayı kısaca özetleyecek olursaak... Günler haftaiçi bizim için gündüz iş, akşam da 19:30 gibi bahçeye inmek şeklinde gelişiyor. Akşam Demirle eve döndüğümüzde çocuklar artık dışarı çıkmak için deliriyor halde oluyorlar ve koltuk tepelerinde, kafalarımızın üzerinde orda oraya atlıyorlar. Günün en tehlikeli kızmı oluyor bu saatler. Hazırlanıp sokak kapısı açıldığında sanki hapishane kapısı açılmış gibi dışarıya çığlıklar atarak koşturarak çıkıyorlar. Nil artık kapıdan çıkarken 'mahkumlar dışarııı' diye bağırıyor:))) Canımın içi, keşke mümkün olsa da konuştuğu her kelimeyi kaydedebilsem.O kadar tatlı oldu ki....
Nil kuzusu bu hafta bisiklet sürmeyi tamamiyle öğrendi. Birkaç hafta önce yan tekerlekleri çıkarttırmıştı bize, 1 hafta Demir öğretmeyi denemişti, olmamıştı, pes edip geri taktırmıştı tekerlekleri. Bu hafta içi Demir kendi bisikletinin önüne Nil'i de bindirdi. Birkaç tur attılar. Sonra ne olduysa Nil tutturdu tekerlekeri tekrar çıkarın diye. Bizim aletler de kayboldu, demir poşetle kapının önünde unutunca, kapıcı da çöp diye attı diyoruz biz ama..Ne olduğu da tam olarak bilinmiyor, sadece bir tahmin...  Neyse anahtar da yok. Çıkaramıyoruz. Demir yine bisikletçiye götürdü ama tabi sinir olduk..Bir tak, bir çıkart.. Artık bu son dedik, süremesen de birdaha takmayacağız...Çocuğun da bir bildiği varmış meğerse....Sen oturduğu gibi sürmeye başla...Meğer babası onu kendi büyük bisiklette önünde gezidirince anlamış denge olayını..O anda nasıl sürüleceğini kavramış..'Sertleşeceğimi biliyordum' diyor..Canım benim... Bir şeyi iyi yapmaya sertleşme diyor....
Cumartesi evdeydik..Dinlendik resmen. Biz sabahtan Demirle market pazar işlerini hallettik..Hava da sen 30 dereceye düş..Nasıl serindi haftasonu  hava....Akşamüzeri çocukları Tevfik Lav'a  götürdük. Kumhavusunda oynadılar. Trambolinde zıpladılar. Doğa ilk kez tramboline bindi...Çok hoşuna gitti.   Pazar Optimum AVM'ye gitme hatası yaptık...Mahşer yeri..Rezalet... Ordan mahalleye geri döndük. Ama önce beni Point Bornova'ya bıraktılar...Ben Datça tatili için çocuklara ve kendime şort baktım. Uzay Pastanesi'nde mahalledeki çocuklar için kuru pasta aldık..Annem, Demir, çocuklar mahalleden dönüşte beni aldılar ve eve döndük. Haftasonunun sonu herkes için keyifliydi.. Yattık, kalktık, bugün işşşşş:)
              

8 Ağustos 2016 Pazartesi

Bir Haftasonu

Bu haftasonu şu malum lanet sınavın iptal olması sebebiyle benim açımdan tatsız geçti diyebilirim. Her nekadar hakkı ile kazananlara birşey olmayacak dense de herşey netlik kazanmadan insanın içi rahat etmiyor. Cumartesi sabahı yine her zaman olduğu gibi Doğa ve ben ilk uyandık, sonra Nil uyandı sonra da geri kalan ev halkı.   Ne yapalım ne yapalım derken akşamüzeri Doğa uyandıktan sonra Spil'e pikniğe gidelim diye karar verdik.Hazırlandık falan bir curcuna çıktık. Doğa yolda ilk kez kustu. At alanına yani piknik yapılacak yere varmamıza 5 dakika kala kustu ve tam 5 dakika boyunca ellerine, üzerine heryere bulaşmış olan kusuklara o kadar endişeli baktı ki. Ne olduğunu anlamadı, anlamaya çalıştı. Canım benim...Çıkınca üzerini değiştirdik.Sonra piknik yaptık.O kadddddar toza çamura battılar ki piknik sonunda ayakları tozdan kapkaraydı, tenlerinin rengi belli  olmuyordu.
Pazar günü ise sabahtan yine aynı şeylerle geçti, doyur, uyut şeklinde. Öğleden sonra çocukları alıp Bostanlı'da deniz kenarında ve parklarda gezdirelim dedik. Aç çıkardık evden yine kusmasınlar veya mideleri bulanmasın diye ama...Hava o kadar nemli, sıcak ve bunaltıcıydı ve çocuklar o kadar etrafa kaçışıyorlardı ki..Ne doğru düzgün yedirebildim, ne oynayabildiler, laf da dinlemiyorlar...Biraz pişman olduk gibi oldu..Zaten bir ara arabada et yedirirken dünkü piknikten kalan etleri, doğa boğulur gibi oldu, çok korktuk..Neyse,bu hafta sonunu da böyle atlattık....Güzel bir hafta olur umarım....Sabah nil ben çıkmadan bir 'to do list' çizdi sabah sabah demirle çok hoşumuza gitti.

Nil'in yapılacaklar listesi. Sırf bunu yapmak için sabah 7de kalktı, dişlerini fırçaladı, ilacını içti sonra da 'ok işareti' yaptı. Parmağıyla gösterdiği yuvarlak halka da odası 'toplu' demekmiş. Toplu'nun nasıl yazılacağını bilmediğinden 'top' çizmiş.Aklınıza 'oyuncak top' gelmesin diye de uyardı. Canım benim


                      

4 Ağustos 2016 Perşembe

Sıkıntılı Zamanlar-GülayTeyze'nin ameliyatı

Kpss 2010 kusmadıysam bugüne kadar daha da kusmam.YETER. Bir sınava girdik, alnımızın alıyla kazandık gece gündüz çalışarak, 6 yıl sonra iptal oldu, şu an işimizi kaynetmekle karşı karşıyayız.Neyse umarım, emeklilik günlerimde elimde kahve fincanım, kucağımda kitabımla bu satırları okurken gülümserim bugünkü kaygılarımı hatırlayıp. Gülay teyze bugün apar topar ameliyata girdi. Klap damarına stent takıldı.Batı Anadolu Central Hospital'de oldu ameliyat. Demirin bir arkadaşının önerdiği Doçent orada olduğundan oraya gittiler. Akşamüzeri iş çıkışında da hepberaber geçmiş olsuna gittik. İyi görünüyordu ama tabi Gülay Teyze bu. Almanya ve Türkiye' yi karşılaştırıyor, sinirleniyordu. Almanya'ya gidince soracakmış canı neden bu kadar yandı diye, olmadı mahkemeye verecekmiş❤️çok tatlıydı....